CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Anadolu’daki son küme toplantısını yaptığı Elazığ’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun sorulara verdiği cevaplar şöyle:
– Erdoğan, Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) tam üyeliğin hedeflendiğini söyledi. Bu savrulmaya yorumunuz nedir?
Dış siyaset ulusal olmak zorundadır. Kişiselleştiremezsiniz. Bir kişinin talebi ve beklentileri üzerinden dış siyaset oluşturamazsınız. Dış siyaset oluştururken iktidar ve muhalefet birlikte hareket etmeli. Dış siyaset, iç siyasete benzemez. Tıpkı vakitte dış siyasetin bürokraside de aktörleri farklıdır. Büyükelçilerdir bunlar, dış siyaset konusunda yorum yapan uzmanlar var. Erdoğan, devlet idaresini kişiselleştirdiği için düşündüğü bir şeyi, nasıl sonuçlar çıkaracağını hesap etmeden rahatlıkla lisana getirebiliyor. Ne yapacağını bilmiyor ve etrafında bunu söyleyecek kişi de kalmadı. Aslında Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmasa bu türlü bir konuşma yapacağı kanısında değilim.
CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş’in sorularını yanıtladı.
“DEVLET SAYDAMLIĞI KAYBETTİ”
– Meral Akşener, Cumhurbaşkanı adayını halkın belirleyeceğini söyledi. Halk hangi yolla belirleyecek?
6’lı masada bu türlü bir şey gündeme gelmedi. Bu türlü bir şey yok.
– 2 Ekim toplantısının gündemi belirli mi?
Neler yapacağımız konusunda her toplantıda kıymetli basamaklar katediyoruz. Toplantıların özelliği bir karar verildikten sonra genel lider yardımcıları bu kararla ilgili alt bilgileri oluşturuyorlar. Belirli bir olgunluğa ulaştırdıktan sonra genel liderlere sunuyorlar. Genel liderler da “evet” dediğinde 6’lı masa karar açıklıyor. Toplanıyoruz, bir karar alıyoruz ve altını dolduruyoruz. Bunu da genel lider yardımcıları uzun uzun tartışarak, çalışarak, görüş birliği oluşturarak yapıyor.
– Dışarıdan gelen kaynağı belgisiz parada artış var, durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özellikle 2018 sonrası devlet saydamlığını kaybetti. Vatandaşın ödediği vergilerin nereye gittiğini bilmediğimiz üzere kaç hanenin elektriğinin kesildiğini de bilmiyoruz. Bütün bunların hepsi demokrasinin kan kaybettiğini, otoriter bir yapının kendi beklentilerine uygun topluma bilgi verdiğini, kendini rahatsız eden bilgileri gizlediğini gösteriyor.
“TARTIŞMA SİYASETİN DOĞASI”
– Akşener’in ve öteki partililerin açıklamalarına bir yorumunuz var mı?
Sayın Akşener’le görüşüyoruz aslında. Vakit zaman tartışmalar olur, bu siyasetin tabiatında vardır. O tartışmalarda bizim açımızdan kıymetli olan genel liderlerin söyledikleridir. Genel lider yardımcıları niyetlerini tabir edebilir. Değerli olan genel liderlerin görüşleridir. Genel lider dışındaki parti yetkililerinin açıklamalarını dinleriz, hürmet duyarız lakin bunu altılı masada kriz olarak düşünmeyiz. Hiçbir önder de düşünmüyor benim gördüğüm.
– Masada kriz var mı?
Kriz yaşamadık, hiç bu türlü bir şey olmadı. Olsa esasen meydana çıkar. Geçen İstanbul’daydım Sabah gazetesi bir tweet atmış. “Ali Babacan’la Kılıçdaroğlu gizlice görüştü.” Ne saklısı, görüşürüz aslında. Ki benden sonra Sayın Babacan başka önderlerle de görüştü. Ben İstanbul’da uzun mühlet kalacaktım o yüzden birinci benimle görüştü. Güya çok özel bir görüşme de gizliyoruz. Aklın alacağı şey değil. Altı başkan bir ortadayız ve her vakit görüşüyoruz.
– CHP iktidarında başörtüsü sorunu olur mu?
Başörtüsünde asla sorun yaşanmaz. Hiç telaş etmesinler. Bu türlü bir sorun ne bizim önümüze ne halkın önüne gelir.
“ADALAR KONUSU İŞİNE GELİYOR”
– Kıbrıs’ta son gelinen durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kıbrıs’ta Rauf Denktaş’ın mezarına bile gerçek dürüst bakamadılar. Bize bırakın, biz bakalım. Dış politikayı iç siyaset materyali yaparsanız çıkmaza girersiniz. Yunanistan’ın adaları Lozan’a ters silahlandırdığı yıllardır söyleniyor. Dün söylenmedi ki. Artık kahraman kesildi. Erdoğan’ın da karşı tarafın da işine geliyor. İkisi de değişecek konumda ve halk ikisine de güvenmiyor. Artık ikisi kayıkçı kavgasıyla iktidara tutunur muyuz hesabında ancak halk bunların hepsini biliyor.
“OYUMUZ İSTİKRARLI ARTIYOR”
– Anketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anket sonuçları mutlu ediyor. Oyumuz kararlı bir yükselişte. Bu hoş bir şey. Önemli bir kararsız kitle olduğuna inanmıyorum. Olanlar da yerini buluyor vakitle.
– 6’lı masanın en güçlü ve zayıf yanları neler sizce?
Altılı masanın en güçlü yanı, altı önderin demokrasiye ve adalete olan bağlılığı. Bu olmadığı takdirde varlık nedenimiz tartışılabilir. Zayıf yanını görmüyorum. Birebir kararlılıkla hareket ediyoruz. Bizim dileğimiz Türkiye’yi huzura kavuşturmak. 6 partiyi yüz yıllık bir çınarın kolları üzere görüyorum. Bir kökü var. Farklı kollar tıpkı kökten geliyor. Bu nedenle güçlü bir yapının ortaya çıkacağına inanıyorum.
“PARTİ OLAYI OLMAKTAN ÇIKTI”
– Partide ön seçim yapacak mısınız?
Hiç düşünmedik. Zira şimdi seçim sathına girmedik ve örgütler nitekim çalışıyor. Seçim sathına girersek bunu parti meclisinde konuşmamız lazım. Zati büyük bir kısımda tahminen ön seçim hiç yapılmayacak. Parti meclisinin, örgütlerin nabzını tutarız. Ona nazaran karar verilir. Bunu yaparken ittifakları da düşünmemiz lazım. Fakat bunları altılı masada konuşmadık. Vilayetler bazında anket yapılırsa daha sağlıklı sonuçlar elde edilir. Bir vilayette hangi parti elde ediyor diye. Bir parti diyebilir ki biz burada daha öndeyiz. O orada olur. Oturulur, konuşulur. Olay bir parti olayı olmaktan çıktı. Bir Türkiye olayı. Her bir başkan bu sorumlulukla hareket ediyor. Türkiye’yi bu içinde bulunduğu girdaptan çıkaralım, sonrası konuşulur. Altı parti birbirinin rakibi parti sonuçta.
– Partilerin birtakım vilayetlerde ortak listeden girmesi gündemde mi?
Kendi içimizde bir iç çalışma yapıyoruz. Seçim Kanunu’nu temel alıyoruz. Her parti 41 vilayette seçime girmek zorunda. Onun dışında öteki vilayetlerde ittifaklar olabilir. Lakin bizim yaptığımız çalışma başka partileri bağlamıyor, oburlarının çalışması bizi bağlamıyor. Belirli bir olgunluğa geldikten sonra gelinir, konuşulur. Akademik dünyadan da bu türlü çalışmalar yapanlar var. Gelip bize bilgi verdiler. Biz öbür partilere de birebir bilgiyi vermelerini istedik. Yani çalışmalar yapılıyor.