Herhangi bir cinsle sınırlandırılamayacak renklilikteki işleri, hayranlık uyandıran virtüözitesi ve dinamik performanslarıyla yaşayan en özgün caz piyanistlerinden Hiromi, “Solo Dünya Turnesi” kapsamında Güçlü PSM’de, 12 Ekim akşamı İstanbul dinleyicisi ile buluşacak. Turkcell Sahnesi’nde izleyeceğimiz Hiromi, Japonya’nın müzik dünyasına armağanı, cazın piyano süperstarı.
Hiromi ile İstanbul konseri öncesinde müziklerini, ona ilham verem müzisyenleri, müziklerinin ardındaki hisleri konuştuk. Her ne kadar sahnede solo piyano performansıyla izleyecek olsak da hazır yakalamışken piyano beşli formatındaki son albümü Silver Lining Suite ilgili merak ettiklerimi de sordum.
– Pandemi kısıtlamaları sırasında piyano beşli formatında yaylı dörtlüsü ile “Silver Lining Suite” isimli albümünüz için müzikler yazmak yaratıcılığınıza bir meydan okuma mıydı?
Pandemi devrinde, her vakit var olan şartlar altında yapılabilecek farklı işler arıyordum. Yeni müzikler yazmaya da devam ettim ve yazdıklarımın piyano beşli formatı (piyano ve yaylılar dörtlüsü) için eksiksiz bir müzik olduğu/olabileceği ortaya çıktı. Piyano konçertomu bir orkestra için yazdım, bu yüzden kısmı düzenlemek o kadar sıkıntı değildi lakin saf klasik müzisyenlerle kayıt yapmak ve çalmak zordu.
– Son albümünüzün karantinaya ve Covid-19’un hissettirdiği tüm telaşlara müzik yoluyla sanatsal bir reaksiyonunuz olduğunu söyleyebilir miyiz?
Evet, benim için müzik yazmak, hepimizin ışıksız, karanlık bir tüneldeymişiz üzere hissettiği vakitlerde, bana umut hissettirebilecek bir şeydi. Müzik beni her vakit aydınlık tarafa yönlendirdi.
– Pekala yaylılar için melodi yazmayı nasıl tanımlarsınız?
Vokal için yazmak üzere, bence yaylı çalgılar vokale en yakın enstrümanlar, bu yüzden yaylı enstrümanlar çok duygusal.
– Rastgele bir kalıba girmeyen özgür ve yüksek güçlü sanatçı kimliğinizi yaratırken sizi en çok kim etkiledi?
Her vakit hudutlarını zorlayan ve yeni görünümler keşfeden Ahmad Jamal ve müziği hiçbir vakit tanımlayamayan Frank Zappa.
– Bir müzisyen olarak cazda size ilham veren birinci isimler kimlerdi?
Errol Garner ve Oscar Peterson, onları birinci defa sekiz yaşında dinledim.
– Söyleşilerinizde müziklerinizin gerisindeki iki güçlü hissin “tutku” ve “aşk” olduğunu belirtiyorsunuz; bize aşkı nasıl tanımlarsınız?
Aşık olduğunuzda karşılığını düşünmeden sahip olduğunuz her şeyi veriyorsunuz.