Dr. Öğr. Üyesi Merve Türkmen, gribin (influenza), influenza virüsünün yol açtığı bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirtti. Grip virüsünün damlacık yoluyla bulaştığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Öksürüp hapşıran kişi, virüs içeren damlacıkları etrafa yayar. Bu damlacıkların ağız, burun ya da gözlere ulaşması ile hastalık bulaşır. Bu nedenle gripli bir kişi öksürüp hapşırırken ağzını bir mendille ya da mendil bulamıyorsa kolları ile kapatmalıdır. Ellere hapşırmak tehlikelidir zira ellere bulaşan virüs, dokunulan her yere yayılır. Gripli kişi sık sık ellerini yıkamalıdır.”
Gribin toplumda yayılmasını engellemek için, bulaşın yüksek olduğu hastalığın birinci günlerinde okul, iş, vb. toplu alanlarda bulunmak yerine meskende istirahat edilmesinin gerekliliğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, “Ev halkını korumak için eller sık sık yıkanmalı, odalar havalandırılmalıdır. Bilhassa hastalığın ağır seyretme riski olan şahısların yakınında grip hastalarının maske takması kıymetlidir. Maske, ağzı ve burnu tam kapatmalı, ıslandığında ise değiştirilip eller yıkanmalıdır” tabirlerini kullandı.
GRİP NASIL ANLAŞILIR?
Gribin ani başlayan ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları ile kendini gösterdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, kelamlarını şunları kaydetti:
“Ateş, eklem ve kas ağrıları yoksa öncelikle nezle üzere daha hafif seyreden öteki teneffüs yolu hastalıklarını düşünülür. Öksürük şiddetli olabilir ve birtakım bireylerde iki hafta yahut daha uzun sürebilir. Ateş uzun müddet devam ederse, koyu renkli balgam, göğüs ağrısı yahut nefes darlığı olursa pnömoni (zatürre) olma ihtimali yüksektir. Bu durumda kesinlikle doktora başvurulmalıdır. Bilhassa bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde bu durum tehlikeli olabilir.”
RİSK ALTINDA OLANLAR
Gribin her yaştan insanı etkilediğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, risk kümelerini ise şöyle sıraladı: “Özellikle hamileler, 50 yaş üzeri, 5 yaş altı bireyler, akciğer, kalp hastalığı, böbrek, karaciğer yetmezliği olanlar, kanser, diyabet vb. hastaları, rastgele bir nedenle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli geçirenler ve çok şişman şahıslar grip için daha çok risk altındadır. Bu bireylerde grip için hastaneye yatış gerekebilir hatta hastalık mevtle sonuçlanabilir.”
GRİP TEDAVİSİ
Grip için istirahat ve takviye tedavisinin kıymetli olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, “İhtiyaç halinde ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Bol sıvı tüketimi önerilir. Fakat risk kümesindeki şahıslar ve risk kümesinde olmasa bile hastalığın ağır seyredeceği düşünülen bireylerde direkt grip virüsüne tesirli ilaçlar (oseltamivir, zanamivir vb.) kullanılır. Bu hastaların kesinlikle doktora başvurması gerekir” formunda konuştu.
KORUNMA VE GRİP AŞISI
Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, gripten korunmak için yapılması gerekenler konusunda ise şu bilgileri paylaştı: “Gribe yakalanmamak için sık sık el yıkamak, sağlıklı beslenmek, mevsime nazaran giyinmek üzere ferdî tedbirler alınabilir. Risk altındaki şahıslar için en tesirli korunma yolu aşıdır. Bu şahıslar gribin en kıymetli nedeni olan pnömoni açısından da risk altındadır. Tabiplerinden bilgi alarak pnömokok (zatürre) aşısı da olması gerekmektedir.”
GRİP AŞISININ ZAMANI
Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, her yıl ekim ayında başlayan aralık ayında artan, nisan-mayıs aylarını kapsayan periyotta de sık görülen gripten korunmada en tesirli usullerden olan aşı ile ilgili şu tekliflerde bulundu: “Gribin seyrine bakıldığında, grip aşısının her yıl ekim ayında yaptırılması gerekir. Lakin risk kümesindeki şahıslar, daha evvel aşı olmadıysa şubat ayına kadar aşıyı yaptırabilirler. Aşılanan yahut hastalığı geçiren şahıslar bir sonraki grip mevsiminde hastalığa tekrar yakalanabilir. Virüsün yapısı daima değiştiği için aşı içeriği her yıl yenilenmektedir. Bu nedenle her yıl aşı yaptırmak gerekir.”
GRİP AŞISINDA ÖNCELİKLİ GRUPLAR
Grip aşısının 6 aydan büyük herkese önerildiğini bildiren Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, grip aşısı yaptırmada öncelikli olan kümeleri ise şu formda sıraladı: “Gebeler, 6-59 ay ortası çocuklar, 50 yaş üstü yetişkinler, Kronik hastalığı olanlar: Astım dahil kronik akciğer hastalığı, diyabet, metabolik hastalıklar, kalp hastalığı, kronik karaciğer, kronik böbrek hastalığı, nörolojik hastalıklar, Bağışıklığı baskılanmış hastalar, 6 ay-18 yaş ortasında olup uzun periyodik aspirin tedavisi alanlar, Obez bireyler (Yetişkinde beden kitle indeksi 40’tan büyük olanlar), Bilhassa 6 aydan küçük çocuklarla temasta bulunanlar, 5 yaş altı ve 50 yaş üstü şahıslarla konutta temaslı olanlar ve bu bireylere bakım verenler, Risk altındaki bireylerle yakın temaslı olanlar, Sıhhat çalışanları.”