İsmailağa cemaatinin başkanı Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesiyle başlayan tartışmada “tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ait yasanın yürürlükte olduğunu” anımsatan avukat Doğan Erkan, “Bu yapılar, yasadışıdır. Tarikat başkanının açıklandığı yerde olmak da örgüt propagandasıdır. Meclis’te, cumhurbaşkanına örgüt propagandasından soruşturma başlatılmalı, Ulu Divan’a gönderilmeli” dedi. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “‘Laiklik tehlike altında değildir’ diyenlere küpe olsun” reaksiyonunu gösterirken hukukçu Turgut Kazan da “Cumhuriyetin temellerine dinamit yerleştiriliyor” diye konuştu.
Ustaosmanoğlu’nun cenazesinde, cemaatin yeni başkanı açıklandı. Açıklamanın, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve siyasetçilerin de olduğu ortamda yapılması, yasal tartışmaları beraberinde getirdi. Anayasanın başlangıç kısmında “laiklik prensibinin gereği olarak kutsal din hislerinin devlet işlerine ve siyasete katiyen karıştırılamayacağının” vurgulandığına dikkat çeken Erkan, “Anayasanın ruhu, başlangıç kısmıdır. Yaşananlar, en baştan bu nedenle ihlaldir” dedi. Anayasanın ikinci hususunda “Türkiye’nin laik bir devlet olduğunun”, 24. unsurda ise “kimsenin, dini yahut din hislerini veyahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemeyeceğinin” belirtildiğini aktaran Erkan, bahsin ayrıyeten ceza hukuku açısından da incelenmesi gerektiğini söyledi.
“SEÇİMLE MÜMKÜN”
Ustaosmanoğlu’nun bilhassa bayanlara yönelik kelamlarına işaret ederek sorunun “tarikat yahut laiklik sıkıntısını da aştığını” vurgulayan Kazan, “Cumhurbaşkanı da ondan ilham aldığını söyledi. Bu cumhuriyetin yerine kendi anlayışlarına nazaran Cumhuriyet oluşturmak isteyen bu bölüme karşı birinci seçimde sandıktan çıkmak gerekiyor, çıkmak da mümkün. Bu türlü bir rüzgârı estirerek seçime gitmek gerekiyor. Cumhuriyeti kurtarmalıyız, sağlam temeller üzerine oturtmalıyız” tabirlerini kullandı.
“LAİKLİK VASFI YOK”
Kanadoğlu, anayasada laiklik tarifinin açıkça yer aldığını fakat Türkiye’nin artık “anayasal bir devlet olmadığını” belirtirken “Türkiye’nin uygulamada laik bir devlet olma vasfını yitirdiğini” kaydetti. Kanadoğlu, “Ortaya dökülen görüntü bir sürpriz değil. Anayasayı uygulamadıktan sonra hangi hukuk devletinden bahsediyoruz?” reaksiyonunu gösterdi.