Ana vatanı Afrika olan ve en fazla Sudan’da yetişen susam, Edirne’nin Meriç ilçesinde klasik metotlarla üretiliyor. Unlu mamullerden, kozmetik sanayi, hayvan yemine kadar birçok alanda kullanılan susam, Edirne’nin Meriç ilçesinde kısa müddette yetişmesi nedeniyle üreticiler tarafından ikinci eser olarak tercih ediliyor. Gübre, ilaç üzere zirai ilaç kullanılamadan sulu tarımın yapılmadığı bölgelerde klasik yolla üretilen susam hasadı başladı. Meriç ilçesinde haziran ayında yaklaşık 400 dekar alanda ekilen eserde bir dönümlük alandan 50 kilo randıman alabilen üretici, susamın kilosuna 35 liradan satılıyor.
Üreticilerden Münire Meriç, yaklaşık 40 yıldır bu işi yaptığını belirterek, “Susamları bağlayacağız, dikeceğiz. Daha hoş fiyat verirlerse daha hoş olur. Çok sıkıntı iş. Silkeceğiz, eleyeceğiz sonra da çuvala koyacağız. Kısa müddette büyüyor, orta bitki. Kuruması yaklaşık 15 gün sürüyor. Millet biçerdöverlere alıştı, buna özenmiyor. Elle hasat edildiği için zor” dedi. Tarlada susam yolduklarını belirten Ayser Meriç de şunları kaydetti: “Kökünden çıkararak yoluyoruz. Klâsik olduğu gerçek de eskisi kadar ekilmiyor. Çocukluğumda daha çok ekiyorduk. Zahmeti çok diye millet bıraktı herhalde. Devam etmeye çalışıyoruz lakin zahmetli. İmece tarzı yapıyorduk, aslında bu tek başına olacak iş değil. Toplaması, yolması, silkiyorsun, eliyorsun; nitekim çok zahmeti var. O açıdan biraz azaldı lakin şimdilerde eskiye dönüş var, o yüzden seviniyorum. Çocukluğumda daha çok ekiyorduk. Susam unutuldu üzere bir şey. Bir de gençlerimiz kenti tercih ediyor. Çiftçiliği çok kişi bırakıyor. Kente gidiyorlar, köyler bir nevi unutulmaya yüz tutuyor. Aslında zahmetine nazaran parası da hoş bence lakin onunla erkekler daha çok ilgileniyor. Bayanlar genelde hasat kısmındayız. Uğraşmak isteyen yapabilir.”Çocukluğundan beri susam hasadı yaptığını anlatan Ayşe Meriç, “Kazancı hoş lakin çok uğraşmak istiyor. Emeği çok. Elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz da çok uğraş istiyor. İnsan gücüyle olan bir şey. Yoluyorsun, sonra yine bağlıyorsun, yine kuruyor, yine silkiyorsun, eliyorsun, çuvala koyuyorsun. Başkalarını makineler biçtiği için daha kolay geliyor. Artık insan gücü olmayınca yapacak insan da yok. O yüzden bu türlü şeyleri pek fazla yapamıyoruz. Biz de susam kullanıyoruz. Poğaçaların üzerine koyuyoruz, tatlılara koyuyoruz. Her şeye oluyor” diye konuştu.