TBMM Genel Kurulu’nda Antalya Diplomasi Forumu Vakfı Forumu Kanun Teklifi görüşülüyor.
CHP Genel Lider Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, kanun teklifi üzerine aldığı kelamda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik terör soruşturmasına reaksiyon gösterdi.
Torun, devleti ayakta tutanın adalet olduğunu kaydederek, “Bir ülkede adalet yoksa orada zulüm var demektir” diye vurguladı. Torun, 31 Mart lokal seçimlerini anımsatarak, AKP’nin seçimin sonucunu “hazmedemediğini” söyledi. Torun, İmamoğlu’nun seçimi 2 defa kazandığını tabir ederek, “Bu seçimi sindiremediniz, 6 Mayıs’ta seçimi iptal ettiniz. 23 Haziran’da seçim tekrarlandı. Bu millet size iradesini gösterdi, 13 bin oyu 806 bine çıkardı lakin bunu da hazmedemediniz. O günden sonra ne yaparız, ederiz de bu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni çalıştıramayız, Cumhurbaşkanının sözü ile ‘Topal ördeğe çeviririz’ ve onu itibarsızlaştırırız dediniz” diye konuştu.
Torun, İmamoğlu’nun hizmetlerinin AKP’yi rahatsız ettiğini vurgulayarak, “Seçim esnasında Ordu’da ben de vardım. Havaalanında kumpas kurdunuz, oradan bir sonuç çıkmadı. Gerisinde dediniz ki ‘Ne yaparız, ederiz ki biz buna diğer kumpas kurarız’. Çabucak hatırlarsınız, elini türbede arttan bağladı diye soruşturma bile açmaya çalıştınız. Akabinde alışılmış ki bir İçişleri Bakanının kendisine hakaretine ve oradaki muhabirin ona sorusuna verdiği karşılıktan yola çıkarak, çabucak Yüksek Seçim Konseyi dedi ki ‘Bu hakaret bize’. Halbuki konunu muhatabı İçişleri Bakanı Soylu. Her nedense YSK üstüne alındı. Üyelerin şikayeti olmamasına karşın YSK Lideri bu şikayette bulundu ve dava açıldı. Davanın birinci hakimi vicdanlı birisi olduğu için bu davada bir kabahat teşkil etmediği ortaya çıktığı için, davadan el çektirildi ve Samsun’a sürrüldü. Daha sonra bir hakim atandı, talimatlı bir hakim, dersine âlâ çalışmış, aslında birinci duruşmada karar verecekti ancak savunma avukatları bastırınca, hem şahit ve belirli kanıtların incelenmesini isteyince ikinci duruşmaya kaldı. Birinci duruşmada motamot şu ifadeyi kullandı ‘Bu Süleyman Soylu’ya söylenmiş bir söz, aslında belli’. Ancak ikinci duruşmaya gelindi, ikinci duruşmada kapaklar açıldı, bir tiyatro oynandı, aslında karar verilmiş. O kararda, savcı olmadan açıklanmayan karar orada açıklandı” diye konuştu.
Torun, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 557 “terörist olduğunu” öne sürdüğünü anımsatarak, “Biz buna bir kumpas daha kuralım, ne yapalım? Bunu terör ile ilişkili ilan edelim. Geçen yıl İçişleri Bakanı 9 Aralık’ta ‘557 terörist var’ dedi. Çabucak büyükşehir belediye liderimiz İçişleri Bakanlığı’na yazılı müracaatta bulundu, 15 Aralık’ta. Terör ile iltisaklı olanların listesini istedi lakin maalesef oradan hiçbir şey çıkmadı. Artık sormak istiyorum, bu ülkede teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bilen, 120 şahsa indiğini söyleyen İçişleri Bakanı bu teröristleri hala bulamadı mı?” diye sordu.
Torun, “1668 kişi varsa sen neredesin, İçişleri Bakanı değil misin? Hem terörü bitirdim diyorsun, hem herkesi ayakkabı numarasına kadar biliyorum diyorsun fakat kendi vazifesini yapamıyorsun, bu makama da yakışmıyorsun” dedi.
Torun, Bakan Soylu’nun terör ile bağlı kimseyi bulamadığını vurgulayarak, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un “Belediyede terör ile temaslı şahıslar çıksa bile belediye liderinin sorumluluk çıkarılamaz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde terör örgütü ile bağlantılı binlerce insan bulunduğu için Genel Kurmay Liderini mı suçladık? Bu türlü yaparsak, kendimizi inkar etmiş oluruz” kelamını anımsattı. Torun, “Siz de kendinizi inkar etmiş oluyorsunuz, bu mevzuda kâfi sabıkanız var. Daha ileriye götürürseniz, hakikaten vicdansızlık yapmış olursunuz, bu ülkenin vicdanın yaralamış olursunuz” diye konuştu.