Brezilya donanmasına hizmet veren ve içerisinde tonlarca asbest barındırdığı sav edilen savaş gemisinin Aliağa’ya getirilip sökülecek olmasına yansılar büyüyor.
Çevre örgütleri ve STK’lar kaygılı.
Haklılar alışılmış.
Bakıldığında gemi başlı başına bir atık aslında.
Görünen o ki ülkemiz ise radyoaktif, asbestli, tehlikeli atık ve kimyasalların tehdidiyle karşı.
Zaten Aliağa bölgesi, hali hazırdaki sanayi tesislerinden ötürü birçok sıhhat sorunun da yaşandığı, kirlilik bedellerinin ve buna bağlı sıhhat problemlerinin en üst düzeylerde yaşandığı bir yer.
Üstelik bahse mevzu gemi nükleer denemelerde kullanılmış.
Neresinden tutarsak tutalım elinizde kalacak bir denklem içindeyiz.
Maalesef ki AKP, halk ve etraf sıhhati tehdidi olmaya devam etmekte.
Hindistan’ın sökmeyi reddettiği geminin Türkiye’de sökülmesi akıl alır üzere değil.
Pekii Hindistan’ın bile istemediği bu geminin nükleer serpinti ve asbest konusunda ölçüm ve tahlili yapılmış mıdır? Yapılmış ise sonuçları nelerdir?
Söküme getirilen gemide ne tıp tehlikeli unsurlar kullanıldığına dair envanter çalışması var mı onu da bilen yok!
Kanserojen tesiri olan asbestin kullanımı uzun yıllar evvel yasaklanmışken, bu risk nasıl göze alınabiliyor farklı.
Her şeyi geçelim bu sökümü yapacak işçiler ve bölge insanları çok büyük bir riskle karşı karşıya.
Daha evvel emsal bir gemi İngiltere’de sökülmüş, raporlara nazaran 765 ton asbest 1500 ton civarında tehlikeli atık bulunmuş.
Bunları bile bile bu geminin kara sularımıza girmesine müsaade vermek büyük bir meczupluk olacaktır.
Hiçbir şey insan sıhhatinden değerli değildir.
Sürecin tüzel olarak durdurulması konusunda tüm STK’ların birlik olması kaidedir.
Diyeceksiniz ki bu iş dünyada veyahut Avrupa’da nasıl yapılıyor?
Çok net tabir edeyim;
Peki ya bizde?
Bizde süreç hem karada hem denizde ortak yürütülüyor.
Bakın altını çok net çizmek istiyorum.
Asbest dediğiniz kimyasal çok tehlikeli.
Gemi söküm çalışanlarının kanser yahut akciğer rahatsızlıkları geçirmeleri kuvvetle mümkün.
Ya Aliağa halkı?
Şöyle söyleyeyim;
Sadece Aliağa ve İzmir olarak değil, bunu dünyayı ilgilendiren bir etraf sorunu olarak düşünmeliyiz.
Evet yaşanacak kirlilik tahminen İzmir’i ve hoş İzmirlileri etkileyecek lakin dünyanın içinde bulunduğu ekolojik sisteme vereceği ziyan çok büyük.
İnsanların hayat kalitesine tesirleri çok fazla.
Gelin erken harekete geçelim.
Beraber hareket edelim ki söküm süreçleri sırasında; tabiat ve halk sıhhati istikametinden bir felakete yol açacak, Aliağa’nın doğal hayatına, denizine, toprağına ziyan verecek bu kabusa son verelim!